Sokaklarıyla, kordonuyla, mekanları, denizi ve doğasıyla sizi baştan çıkaracak gezmelere doyamayacağınız bir şehirdir İzmir. Kıvrımlı yollarla sürüş keyfinin tadını çıkarırken bir yanınıza da deniz manzarasını almanız bu keyfi ikiye katlayacak. Tatilinizi ister gündüzleri denize girip gecenizi İzmir’in sokaklarında renkli ve hareketli geçirebilir, isterseniz de tatil beldelerinin eşsiz manzaralarında ve antik kentleri arasında gezinerek kültürel doyuma ulaşabilirsiniz. Her yönüyle size eşsiz anlar yaşatacak İzmir’de konaklama yapabileceğiniz Deniz Çadır Camping’e ve Çandarlı Cennet Tepe Camping’e bir bakmanızı da tavsiye ederiz.
MUĞLA’NIN BİRBİRİNDEN GÜZEL BELDELERİNE DOĞRU YOL ALIN
Muğla deyince akla bembeyaz yapısı, eğlence kültürü ve berrak denizi ile Bodrum geliyor. Bodrum öyle bir yer ki sabaha kadar eğlenmek isteyeni de mutlu ediyor, bir köşede sessizce kitabını okuyup denize gireni de. Bir bakıma da her yaşa hitap etmesindendir bu kadar sevilmesi. Aslında Bodrum’da gezilecek yerler o kadar fazla ki her bir koyunu keşfetmeniz için en az bir haftanızı ayırmanız gerekir. Vaktiniz kısıtlı ise bunların arasından Bardakçı Koyu’nu ve Akvaryum Koyu’nu gezmenizi mutlaka tavsiye ederiz. Koylarının yanı sıra Bodrum merkeze gelmişken Bodrum Kalesi’ni ve Bodrum Deniz Müzesi’ni de gezebilirsiniz. Muğla’nın dağlık ve kıvrımlı yollarında yapacağınız keyif ve tutku dolu yolculukta Bodrum’dan çıkıp Marmaris’in büyülü dünyasına kendinizi bırakın.
Ege ile Akdeniz Bölgesi’nin kesişim noktasında yer alan ve her yıl, yüz binlerce yerli ve yabancı turist ağırlayan Marmaris, doğal limanı, palmiye ağaçları ile süslenmiş kıyı şeridi ve mimarisi ile cennet bir destinasyon. Doğa, spor, eğlence, huzur, deniz, güneş, kum, tarih, kültür, hareketli ve canlı gece hayatı ile leziz yerel mutfak adına tüm beklentilerinizi karşılayabilecek şirin bir tatil beldesi olan Marmaris’te birbirinden güzel koyları teknelerle keşfe çıkabilirsiniz. Köyleri, antik kentleri, piknik alanları, milli parkları ve muhteşem doğası ile Marmaris ve çevresinde çok sayıda gezilecek ve görülecek yer bulunuyor. Marmaris Kalesi, Hisarönü, Dalyan, Loryma Antik Kenti, Kumbükü Koyu Marmaris’e gidip mutlaka görmeniz gereken yerler arasında. Bu kadar yeri tek bir güne sığdıramayacağınız için size konaklama için de Azmak Başı Camping ve Ekincik Kamp’ı öneririz. Yolculuğumuzun sonlarına yaklaşırken ve Muğla’da iken rotamıza Fethiye ile devam edelim.
Fethiye’nin etkileyici manzarasına kendinizi bırakın. Türkiye’nin tam anlamıyla cennet bir köşesi olan Fethiye hem denizi hem kumsalları hem de doğası ile insanı kendisine bağımlı kılan bir yer. Fethiye tatili denince akla nedense Ölüdeniz, Hisarönü geliyor daha çok. Çoğu kişi Fethiye merkezini gezmeden ayrılıyor. Oysa Fethiye merkez de gezilip görülmeyi hakkediyor. Ahşap cumbalı otantik evleriyle çarşının tarihi ruhunu ortaya koyan Paspatur‘un sokaklarında gezin. Yine de mutlaka Ölüdeniz’in Ölüdeniz olduğu yere, yani lagüne gidin. Burası milli park olarak geçiyor, motorunuzla giriş yaptığınızda ücret ödüyorsunuz. Ama bu keyfe değiyor. Ölüdeniz’e geldiğinizde uğramanız gereken yerlerden biri de Kelebekler Vadisi’dir. Deniz ile dik kayalıkların arasına saklanan sayılı güzelliklerden olan Kelebekler Vadisi kamp imkânıyla, insanı harika doğa ile dünyadan izole ediyor. Bu rotada motosiklet tutkunuza yamaç paraşütü tutkusunu eklemek için de harika bir fırsat. Fethiye’nin yamaçları ve vadileri yamaç paraşütü için oldukça elverişlidir.
Muğla turumuzu tamamlayıp Antalya’ya doğru yol aldığımızda Fethiye ve Kaş arasında bulunan Saklı Kent Kanyonu’na da uğramanızı tavsiye ederiz. Arasından gürül gürül buz gibi suların aktığı ve kayalıklarla dolu engebeli yolu ile Saklı Kent Kanyonu rotanıza ayrı bir heyecan katacak.
SON DURAK ANTALYA
Antalya’nın birbirinden güzel, eşsiz yerlerini saymakla, anlatmakla ve tavsiye etmekle bitiremeyiz. Düden Şelalesinden, Kale İçi’ne, Köprülü Kanyonu’ndan Olimpos’a adeta bir cennet. Bu nedenle bir Antalya gezisi planlamak hiç de kolay değildir. Buraya geldiğinizde rotanızı nasıl tamamlamak istediğinize karar vermelisiniz. Şehirleşmiş yapılardan uzak orman içinde ve antik yapılar içinde bungalov evlerde bir tatil geçirmek istiyorsanız mutlaka Olimpos’a uğramalısınız. Antalya yolundan Olimpos’a inen yola girdiğinizde kalp atışınız hızlanacak. Tamamen ormanın içinde olan kıvrımlarla yolda motorunuzla yapacağınız yolculuğu asla unutamayacaksınız. Tabi burada ekstra dikkatli olmakta fayda var. Güzel olduğu kadar da dar olan bu yol yaz aylarında oldukça yoğun kullanılıyor.
Antalya’ya gelmişken merkeze de mutlaka uğramalısınız. Kaleiçi’ni gezmeye nereden başlayacağınızı bilmiyorsanız sizin için küçük bir rota da burada çıkaralım. Hadrian Kapısı’nın olduğu taraftan giriş yapıp sokakları dolaşarak Hıdırlık Kulesi’nin orayı bitiş noktası şeklinde belirleyebilirsiniz. Bu sokaklarda dolanma sürecinde civarınızda Saat Kulesi, Yivli Minare, Suna & İnan Kıraç Kaleiçi Müzesi, Atatürk Evi gibi noktalar olduğunu da hatırlatalım, ilgi alanınıza göre bu noktalara da uğrayabilirsiniz.
Antalya şüphesiz hem yerli hem de yabancı turistler tarafından çoğunlukla deniz tatili için tercih ediliyor. Burada yer alan plajlar dünya standartları üzerinde bir yapıya sahip. Berrak ve turkuaz renkte bir deniz, altın sarısı parlak kumlu plajlar insanları kendine hayran bırakıyor. Phaselis Koyu, Maden Koyu, Adrasan Koyu, Porto Ceneviz Koyu bunların yalnızca birkaçıdır. Hepsine gitmeniz mümkün değilse de birine mutlaka uğramanızı tavsiye ederiz.
Bunların yanı sıra Antalya’nın iki tane meşhur şelalesi var: Düden Şelalesi ve Manavgat Şelalesi. Gürül gürül ve buz gibi sularıyla size kendisine aşık edecek iki ayrı doğal güzellik.
Dediğimiz gibi Antalya’nın güzelliklerini saymakla bitiremiyoruz. Sizlerin de keşfetmekle bitiremeyeceğine eminiz. Bu birinden eşsiz beş şehrimize ait rotaları oluştururken görmeniz gereken her yere değinmeye çalıştık. Size de bu rotayı keyifli ve güvenli sürüş ile taçlandırmak kaldı.